Adem hastalığı, insan gelişimini oldukça olumsuz etkileyen ve omuriliğin görevlerinin aksatılmasına neden olabilen bir tür hastalıktır. Bilimsel adıyla akut dissemine ensefalomiyelit (ADEM) olarak bilinir. Bağışıklık sistemi, vücudumuzun savunma mekanizmasını oluşturan ve kişinin diğer hastalıklara yakalanmasını engelleyen bir sistemdir. Ancak bazı yanlış aşılamalar veya çevresel faktörler bağışıklık sisteminin yanlış uyarılmasına yol açabilir. ADEM, beyin ve omuriliğin mikropsuz bir şekilde iltihaplanması durumunda ortaya çıkan bir hastalıktır. Bu özellik, ADEM'i diğer beyin hastalıklarından ayırır.

ADEM genellikle çocuklarda görülse de, yetişkinlerde ve yaşlılarda da görülebilir. Bağışıklık sistemi, genellikle vücutta bir tehlike anında devreye girer. Ancak ADEM’de, bağışıklık sistemi yanlış uyarılma sonucu beyin ve omurilikte iltihaba neden olur. Bu durum, kişinin fiziksel ve zihinsel sağlığını tehlikeye atar.

ADEM’de oluşan iltihabın beyin bölgesine göre belirtiler farklılık gösterebilir. Genel belirtiler şunlardır:

Bu belirtiler, hastalığın kişide başlamasından itibaren bir hafta içinde fark edilebilir. Eğer tedavi edilmezse, kişi dış dünya ile tamamen iletişim kuramaz hale gelebilir, bu da kişinin hayattan kopması anlamına gelir.

ADEM, genellikle kortikosteroidler gibi bağışıklık sistemi baskılayıcı ilaçlarla tedavi edilir. Tedavi süreci, belirtilerin şiddetine ve hastalığın seyrine bağlı olarak değişebilir. Tedaviye erken başlanması, hastalığın daha ciddi komplikasyonlara yol açmasını önleyebilir.

ADEM'in kesin bir önleme yöntemi olmamakla birlikte, bağışıklık sistemini doğru şekilde desteklemek ve gereksiz aşılamalardan kaçınmak hastalığın ortaya çıkma riskini azaltabilir. Ayrıca, çevresel faktörlere dikkat etmek de önemlidir.

ADEM, nadir görülen bir hastalık olmasına rağmen, erken tanı ve tedavi ile büyük ölçüde kontrol altına alınabilir. Hastalık genellikle tek bir atak ile sınırlıdır, ancak bazı vakalarda tekrarlayabilir. Bu yüzden hastaların düzenli olarak izlenmesi önemlidir. Ayrıca, ADEM'in tedavi edilmemesi durumunda kalıcı nörolojik hasar riski bulunmaktadır.