Crohn hastalığı, sindirim sisteminde kronik inflamasyona neden olan ve sistemik etkileri olabilen bir hastalıktır. Genellikle, yemek borusu, mide, ince bağırsak, kalın bağırsak ve anüs gibi bölgeleri etkiler. Hastalığın hakim olduğu bölgelerde ülser tarzı yaralar ve kalınlaşmalar görülür. Ülser ve kalınlaşmanın boyutu farklı olabilir ve hastalık aynı anda birden fazla bölgeyi etkileyebilir. Kalınlaşma bağırsak ve yemek borusunda belirgin hale gelirse, bu bölgelerde daralma meydana gelir. Anüs bölgesinde ise delikler oluşur ve bu deliklerden iltihap akar. Crohn hastalığı kanser tarzında bir hastalık değildir, ancak zamanla kansere yol açabilir. Bu nedenle detaylı araştırma yapılarak uygun tedavinin zamanında yapılması önemlidir.

Crohn hastalığı dünya genelinde görülebilen bir hastalıktır, ancak beyaz ırkta daha yaygındır. Hastalık her yaş grubunda görülmekle birlikte, kadınlarda erkeklere oranla daha yaygındır.

Crohn hastalığının nedeni henüz tam olarak aydınlatılamamıştır. Virüs ve bakterilerin bu hastalığa neden olabileceği düşünülmekte olup, genetik ve çevresel etkenlerin de hastalık üzerinde etkili olduğu düşünülmektedir. Crohn hastalığında, vücutta kromozomlarda kırıklık tespit edilmiştir, bu nedenle hastalığın genetik olabileceği düşünülmektedir. Ancak, Crohn hastalığı ailesel olarak geçiş yapan bir hastalık değildir. Bununla birlikte, birinci dereceden akrabalar arasında risk biraz daha fazladır. Crohn hastalığında yapılan tetkiklerde, hastanın bağırsaklarında bakteri olduğu belirlenmiştir, bu durum mikropların hastalık üzerinde etkili olduğu kanısını güçlendirmiştir. Beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzı da hastalık üzerinde etkili olan faktörler arasında yer almaktadır. Üzüntü, sinir ve stres gibi faktörler hastalığın gelişimine neden olabilir. Ayrıca, bağışıklık sisteminde oluşan hasarlar da hastalık üzerinde etkilidir.

Hastalığın teşhisi, ortaya çıkan ve uzun süre devam eden belirtiler doğrultusunda yapılan testler ile gerçekleştirilir. Mide, kalın ve ince bağırsakların görüntülemesi yapılır ve gerekli durumlarda biyopsi uygulanır. Crohn hastalığı, ülseratif kolit ile sıkça karıştırılan ve bazı durumlarda ayırt edilmesi zor olan bir hastalıktır. Aynı şekilde, apandisit, dizanteri, divertikül ve salmonellosis gibi hastalıklar da Crohn hastalığı ile benzer belirtiler gösterebilir.

Crohn hastalığının nedeni bazı durumlarda kesin olarak bilinmemektedir. Bu nedenle tedavisi kesin olarak yapılamamaktadır. Hastalık atak dönemindeyken bazı ilaçlarla belirtiler azaltılmaya ve hafifletilmeye çalışılır. Hastalığın en yoğun yaşandığı dönemlerde kortizon gibi ilaçlarla durdurulmaya çalışılır. Kortizon uzun süreli kullanılacaksa ağız yoluyla kalsiyum desteği yapılmalıdır. Aksi halde hastada osteoporoz riski artar. Bağışıklığın baskılanmasını sağlayan ilaçlarla tedaviye destek olunur. Bağışıklık baskılayıcı ilaçlar mutlaka folik asit takviyesi ile kullanılmalıdır. Bu tür ilaç tedavilerinde yan etkilerin oluşma ihtimali yüksektir. Bu nedenle tedaviye yeni başlandığında hasta rutin olarak doktor kontrolünde olmalıdır. Ayrıca, tedaviler diyet ve stres kontrolü ile desteklenebilir. Psikolojik ve psikiyatrik destekler, her hasta için olmasa da bazı hastalarda mutlaka gereklidir. Hastalığın seyri hastadan hastaya farklılık gösterebilir. Hasta yeme alışkanlıklarına dikkat etmeli, hastalığın atak döneminde iştahın önüne geçmelidir. Baharatlı besinlerin tüketiminden kaçınılmalıdır. Ayrıca, asitli, mayalı, aşırı kakao ve şekerli ve hazmı zor besinler tüketilmemelidir.