HIV hastalığına, HIV adı verilen virüs neden olur. HIV virüsünün Türkçe karşılığı İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü şeklindedir. HIV hastalığına yakalanan bireylerin bağışıklık sistemi bu virüsün etkisi ile zayıflar ve tedavi edilmediğinde neredeyse tamamen çöker. Böyle bir durumda, HIV hastaları, normal bireylerin kolaylıkla direnç gösterip atlatabileceği basit hastalıklarla bile mücadele edemez bir duruma gelirler.

HIV hastalarının tamamının AIDS hastası olduğunu söylemek yanlıştır. AIDS, taşıyıcının virüs nedeniyle güçlü enfeksiyon oluşturması veya bağışıklık sisteminin virüs sebebiyle bozulmasına bağlı olarak gelişir. HIV virüsü tek başına ölümcül etkiye sahip değildir. Kendisinde HIV virüsü bulunan binlerce insan, hayatlarının kalan kısımlarını normal bireyler gibi sürdürebilmektedir.

Hastalığın oluşumuna neden olan HIV virüsünün yaşaması sağlam bir hücrenin varlığına bağlıdır. HIV virüsü, sağlıklı hücrelerle temasa geçerek onların ölmesine neden olur. Böylece ölen her hücre yeni bir HIV virüsünü oluşturur ve diğer virüslü hücreler gibi çalışmaya devam eder. Bu süreçte, vücudu tüm etkilere karşı koruyan savunma mekanizmasını oluşturan sağlıklı hücreler azaldıkça, kişinin bağışıklık düzeyi de düşer.

HIV hastalığı ile mücadele bir ömür sürmektedir. HIV virüsü bulunan kişinin tedavi olması, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için zorunludur. Günümüzde bu amaçla üretilmiş pek çok ilaç bulunmaktadır. Hangi ilaca ne dozda başlanacağını belirlemek için mutlaka kan sayımı yapılması gerekir. Etkin bir tedavi için ilaçların düzenli kullanımı ve hastanın takibi önem taşımaktadır. Alınan ilaçlara bağlı olarak HIV hastalığının oluşmasına neden olan HIV virüsünün diğer sağlıklı hücrelere verdiği tahribat da azalma eğilimine girer.

HIV virüsü, belirli bulaşma yollarıyla insanlara geçer. Bu yollar arasında:

bulunmaktadır. Bu nedenle, korunmasız cinsel ilişkiden kaçınmak, sterilize edilmemiş iğnelerden uzak durmak ve HIV testi yaptırmak bulaşma riskini azaltmak için önemlidir.

HIV enfeksiyonunun belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve genellikle enfeksiyonun evresine bağlıdır. İlk enfeksiyon aşamasında, bazı kişiler grip benzeri belirtiler yaşayabilir:

Bu belirtiler genellikle birkaç hafta içinde kaybolur. Ancak, virüs vücutta inaktif bir şekilde kalmaya devam eder ve yıllar sonra ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

HIV/AIDS tedavisinde günümüzde kullanılan en yaygın yöntem, antiretroviral tedavi (ART) olarak bilinir. ART, HIV virüsünün çoğalmasını kontrol altına alarak bağışıklık sisteminin zarar görmesini engeller.

Antiretroviral tedaviye ek olarak, hastaların düzenli olarak tıbbi kontrollerini yaptırmaları ve yaşam tarzlarını sağlıklı bir şekilde sürdürmeleri de önemlidir. Dengeli beslenme, düzenli egzersiz ve stresten uzak durma, HIV ile yaşam kalitesini artıran faktörler arasında yer alır.