Büyüklük hastalığı, sözlük anlamı olarak kişinin kendisini olduğundan daha büyük görmesi anlamına gelir. Bir diğer adı megalomanidir. Kişinin bulunduğu konumu veya sosyal çevresini kabullenmeyip, bu çevreden üstün görme hastalığıdır. Bu durum, aynı zamanda kişinin aşağılık kompleksi olduğunu da gösterebilir. Büyüklük hastalığı, bazen aşırı zengin ve geniş sosyal çevreye sahip ailelerde yetişen kişilerde ortaya çıkarken, bazen de maddi olarak durumu iyi olmayan küçük mahallelerde dar bütçeli ailelerde yetişen kişilerde görülebilir.

Kişi, kendisini büyük görüp olmadık biri gibi göstererek üst tabaka veya kalburüstü denilen kesime kabul ettirme çabasına girmektedir. Büyüklük hastalığı, bir anlamda etrafındaki insanlara tepeden bakma, küçümseme anlamına da gelir. Bu hastalığa sahip kişiler, kibirli ve çekilmez bir kişilik sergilerler. Kendisini bulunmaz Hint kumaşı sanırlar fakat çevresindekiler tarafından pek sevilmezler.

Büyüklük hastalığı, yani megalomani olan kişiler, genel olarak kendilerini sürekli överler. Ayrıca, maddi veya mevki olarak kendilerinden daha aşağıda olan kişilerle tepeden bakarak konuşurlar veya emrivaki yaparlar. Konumları veya donanımları ne olursa olsun, kendilerinin her zaman haklı olduğunu düşünürler. Bu kişiler, hiçbir vasıfları olmasa dahi her konuda fikirlere sahiptirler ve asla iş beğenmezler. Ayrıca, alıngan ve kibirli olurlar, ki bu da en sevimsiz huylarından biridir. Büyüklenme hastalığı olan kişiler, dünyayı kendi etraflarında döndüğünü sanırlar. Bunun yanı sıra, en güzel veya en yakışıklı her zaman kendileridir ve ne giyseler yakıştığını düşünürler. Ayrıca, egoları oldukça yüksektir.

Büyüklük hastalığından kurtulmak kolay bir süreç değildir. İlk olarak, kişi kendi davranışlarının ve içerisinde bulunduğu psikolojinin farkında olmalıdır. Bu farkındalık, kurtulma isteği ve çabası ile birleşmelidir. Ayrıca, büyüklük hastalığının kibirden kaynaklandığını ve kibrin hem insanlar nezdinde hem de Allah katında hoş olmadığını kabullenmek gerekir. Daha sonra, yer, mevki, konum, statü ne olursa olsun insan kavramını benimsemeye çalışılması gerekir. Yani, kişinin ve çevresindekilerin yaratılmış bir insan olduğunu kavraması gerekir.