Kuru Hastalığı, Papua Yeni Gine'nin kuzeyinde yaşayan yerli bir kabilenin cenaze ayinleri sırasında ortaya çıkan nadir bir nörodejeneratif hastalıktır. Bu kabile, ölülerinin ruhunun yeniden canlanacağına inanarak beyin ve iç organlarını tüketirler. Bazı kaynaklarda bu durum "yamyam hastalığı" olarak da adlandırılmaktadır.

Kuru hastalığı, büyük ölçüde cenaze ritüellerinde beyin ve iç organların yenmesiyle bulaşmaktadır. Bu hastalık, nadir görülen ve ölümcül bir sinir sistemi hastalığıdır. Yürüme, yutma ve çiğneme zorluğu hastalığın karakteristik özelliklerindendir.

Hastalığın, enfekte olmuş beynin yenmesi sonucu bulaştığı tespit edilmiştir. Anormal proteinler olan prionlar, birbirlerine bağlanarak beyinde kitle oluşturur. Bu kitle, normal proteinlerin de prionları taklit ederek büyümesine neden olur ve böylece beyinde büyük bir hasar meydana gelir. Bu durum, insanların anormal davranışlar sergilemesine yol açar.

Kuru hastalığının belirtileri, Parkinson ve inme gibi nörolojik hastalıklarla benzerlik göstermektedir. Kuru hastalığının klasik belirtileri şunlardır:

Kuru hastalığının ilk belirtilerinden sonra yemekleri çiğneyememe ve yutamama beslenme yetersizliğine sebep olur. Yeterli beslenememeden dolayı açlık baş gösterir. Bu ileri durumdaki belirtiler, bir yıl içinde bireyin ölümüne yol açabilir.

Kuru hastalığının bilinen bir tedavisi bulunmamaktadır. Başlangıç belirtilerinden sonra hastaların yaşam süresi genellikle 6-12 ay arasında değişmektedir.

Kuru hastalığı, prion hastalıkları ailesine aittir ve bu ailede yer alan diğer hastalıklar arasında Creutzfeldt-Jakob Hastalığı (CJD) ve sığır süngerimsi ensefalopatisi (deli dana hastalığı) bulunmaktadır. Prion hastalıkları, normal proteinlerin anormal şekilde katlanarak birikmesiyle karakterize edilir. Bu durum, beyinde süngerimsi bir görünüm oluşturarak ciddi nörolojik hasara neden olur. Kuru hastalığı, bu tür hastalıkların araştırılmasında önemli bir model oluşturmaktadır.