{
    "title": "Lejyoner Hastalığı",
    "image": "https://www.hastaligi.gen.tr/images/Lejyoner-Hastaligi-75.jpg",
    "date": "20.01.2024 05:12:14",
    "author": "Yasemin Akdaş",
    "article": [
        {
            "article": "<div><b>Lejyoner hastalığı,</b> Hava yolu ile insan vücudunda akciğerlere yerleşerek zatürreye çevirmesi ile bilinen ciddi bir hastalıktır. Legionella Pneumophila isimli bakterinin sebep olduğu çok önemli bir hastalıktır. Bu bakteri özellikle nemli ortamlarda, göl, nehir, dere, termal su ve çamur banyolarında bulunmaktadır. Bu ortamlarda uzun süre bulunan kişilere nem ve hava yolu ile bulaşmaktadır. Legionella Pneumophila isimli bakteridoğada bulunan sular sayesinde şehir sularına bulaşabilmektedir. Şebeke sularının temizlenmesinde kullanılan ilerlemiş tekniklere rağmen bu durum oldukça sık rastlanır. Daha sonra bina su sistemleri içerisine yerleşerek, uygun ortamlarda çoğalmaktadır. Bu bakteri genellikle su olan bölgelerde ve suda bulunmaktadır.</div><div><br></div><div>Aynı zamanda günümüzde kullanılan klimaların filtrelerinde, uygun ortam ve ısılarda çoğalarak ortam havasına geçebilmektedir. Çoğunlukla otellerin ve hastanelerin odalarında bulundurdukları klimalardan insanlara kolaylıkla bulaşabilmektedir. Bu sebeple günümüzde klima rahatsızlığı olarak da bilinmektedir. <b>Lejyoner hastalığı,</b> çok ciddi bir rahatsızlık olup, ölümlü sonuçlara sebep olmaktadır.</div><div><br></div><div><b>Lejyoner hastalığının belirtileri nelerdir?</b></div><div><br></div><div>Bakterininenfeksiyon yapma riski oldukça düşüktür. Bu bakteriyi vücuduna alan kişilerin yalnızca yüzde bir veya 5'inde rahatsızlık ortaya çıkmaktadır. Kişide hastalığın ortaya çıkabilmesi için bazı rahatsızlıklarının veya bağışıklık sisteminin zayıf olması gerekmektedir. Normal bağışıklık sistemine sahip sağlıklı kişiler bu bakteriye maruz kalsalar bile hastalık gelişmez. Hastalığın ortaya çıkması için bazı risk faktörlerini taşıyor olması gerekmektedir.</div><div><br></div><div>Risk faktörlerinden en önemlileri; kişinin solunum yolları direncini veya vücut direncini zayıflatan etkilerdir. 50 yaşın üzerinde olmak, alkol bağımlılığı, sigara tiryakiliği, bağışıklık sisteminin düşük olması ve kronik bir akciğer rahatsızlığının olmasıdır.</div><div><br></div><div><b>Lejyoner hastalığı</b> bünyesi zayıf olan kişilere daha çabuk bulaşmaktadır. Bakterinin bulaştığı her kişide rahatsızlık meydana gelmez. Özellikle şeker ve kanser hastaları, içki ve sigara kullananlar, siroz hastaları, böbrek ve akciğer hastalarının yakalanma olasılığı daha yüksektir. Bakteri vücuda alındıktan 2 veya 10 gün sonra hastalık kendini göstermeye başlamaktadır. Hastada birkaç gün sonra halsizlik ve yorgunluk başlamaktadır. Aynı zamanda çoğu hastada yüksek ateş meydana gelmektedir. Zamanla alt solunum enfeksiyonu belirtileri başlamaktadır. Göğüs ağrısı ve nefes darlığı ortaya çıkmaktadır. Çoğu hasta balgam çıkaramaz. Hastalığın en önemli belirtileri arasında geçmeyen öksürük, kusma, ishal, baş ağrısı, kas ve eklem ağrıları, mide bulantısı ve yüksek ateştir. Zatürre belirtisinden farklı olarak bilinç kaybı, hatırlamama, bilinç bulanıklığı ve ishal rahatsızlıkları daha yoğun yaşanmaktadır.</div><div><br></div><div><b>Lejyoner hastalığının tedavisi nasıl yapılır?</b></div><div><br></div><div>Hastanın hangi şikâyetlerden yakındığı, Uzman hekimin bulguları ve akciğer filmi diğer akciğer enfeksiyonlarından ayırt edilmesi için yeterli olmamaktadır. Bu sebeple tanıda birinci etken hastalığın ilk olarak akla gelmesi olacaktır. <b>Lejyoner hastalığında,</b> erken teşhis çok önemlidir hemen tedaviye başlanması hastalığın ilerlememesi için çok önemlidir. Rahatsızlıkta eritromisin gibi antibiyotikler kullanılmaktadır. Penisilin ve bu antibiyotiğe benzer antibiyotikler tedavide yetersiz olmaktadır. Bu sebeple <b>Lejyoner hastalığından</b> şüpheleniliyorsa hastanın Uzman bir hekim tarafından mutlaka izlenmesi gerekmektedir. Tedavi süresi 14 veya 21 gün arasında değişmektedir. Bu antibiyotikler doktorun tavsiye ettiği sürede ve dozda mutlaka kullanılmalıdır. Bu hastalığa yakalananların yüzde 15 veya 20'si ölümle sonuçlanmasından dolayı tedavi çok önemlidir.</div>"
        }
    ]
}